Takvimler 26 Nisan 1986’yı gösterirken, bugün Ukrayna sınırları içinde bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nin 4 Numaralı RBMK reaktöründeki bir sistem testi, aşırı ısınmaya yol açtı. Bu ısınma sonucunda meydana gelen patlamalar, dünya tarihinde şu ana kadar bilinen en kötü nükleer felakete neden oldu.
Sovyetler Birliği ordusu, felaketin hemen ardından, santralin etrafında yaklaşık 50 kilometrelik bir “dışlama bölgesi” ilan etti. Toplam yüzölçümü 2.600 kilometrekareyi bulan ve kısaca “bölge” olarak anılan bu alana girişler yasaklandı.
Çernobil Dışlama Bölgesi halen büyük oranda insansız bir alan. Öte yandan bölge vahşi köpeklerden başıboş atlara birçok hayvana ev sahipliği yapıyor. Dahası 38 yıl önce yaşanmış olan felaketin izleri bugün dahi burada yaşayan hayvanların üzerinde görülebiliyor.
Bilim insanları dışlama bölgesinde yaşayan birçok hayvanın, dünya üzerindeki diğer akrabalarından farklı özellikler edindiğini belirtiyor. Bu değişimleri “süper güç” olarak nitelendiren uzmanlar bile var.
Dışlama bölgesinde ölçülen arka plan radyasyon değerleri, patlamalardan etkilenmeyen Kiev şehrindekilerin 100 katını buluyor. Ancak yine de bilim insanları bölgede yaşayan hayvanların geçirdiği değişimlerin ne kadarının radyasyondan ne kadarının bölgede insan olmaması gibi faktörlerden kaynaklandığı konusunda emin değil.
Bölge günümüzde insanlar için güvenli kabul ediliyor. Hatta zaman zaman turist kafileleri tarafından ziyaret ediliyor. Dahası halen Çernobil santralinde çalışan (çoğunluğu çevrenin temizliğinden sorumlu) kişiler de var.
Bölgeyi ziyaret eden turistlere, çeşitli “sıcak noktaların” halen tehlikeli miktarda radyasyon barındırdığı, Kiev çevresindeki topraklarda doğal olarak yetişen mantarları ya da akarsu ve göllerdeki balıkları yememeleri gerektiği yönünde uyarılar yapılıyor.
Çernobil Nükleer Santrali, kazanın ardından 14 yıl daha faaliyetlerini sürdürmüş, diğer reaktörler elektrik üretmeye devam etmişti. Santral 2000 yılında kapatıldı.
Fotoğraf: German Orizaola/Pablo Burraco
RENGİ DEĞİŞEN KURBAĞALAR
Çernobil’in radyasyondan etkilenip “süper güç” kazanmış hayvanlarına dönersek…
Bunların başında bölgede yaşayan kurbağalar geliyor. Burada yaşayan kurbağalar, başka yerlerdeki akrabalarına kıyasla çok daha koyu bir renge sahip. Bilim insanları bunun radyasyonun yoğun olduğu sıcak bölgelerden kaynaklandığını düşünüyor.
Araştırmacılar, yeşil renkli kurbağaların radyasyon koşullarında hayatta kalma şansının düşük olduğunu, bu nedenle derilerinin renginin hızla koyulaştığını tahmin ediyor. Uzmanlar bu duruma “hızlı evrim” adını veriyor.
Radyoaktivitenin yüksek olduğu bölgelerde, muhtemelen en fazla koruyucu melanin pigmentine sahip Doğu ağaç kurbağalarının hayatta kalma şansı en yüksekti. Bu da kurbağa popülasyonunda koyu derililerin hakimiyetine neden oldu.
Pablo Burracco’nun liderliğindeki bir araştırmacı ekibinin makalesine göre, “hızlı evrim” süreci kazadan hemen sonra radyasyon seviyelerinin en yüksek olduğu günlerde yaşandı.
Araştırmacıların 2022’de The Conversation’da yayımlanan makalesinde şu ifadeler yer alıyordu: “Çalışmamız, Çernobil’de yakalanan ağaç kurbağalarının, bölgenin dışında yakalananlara kıyasla çok daha koyu renkli olduğunu ortaya koyuyor. 2016’da tespit ettiğimiz üzere, bölgedeki kurbağaların bazıları kömür karası. Bu renk kurbağaların bugün maruz kaldığı radyasyon düzeyleriyle alakalı değil. Koyu renk, kaza sırasında en fazla serpintinin yaşandığı bölgede ya da yakınlarında yaşayan kurbağalarda tipik bir özellik.“
SÜPER GÜÇLÜ BAKTERİLER
Çernobil Dışlama Bölgesi’ndeki kırlangıçların kanatlarında bulunan bakterilerin gama radyasyonunun etkilerine karşı daha dirençli olduğu tespit edildi. Çernobil’deki bakteriler, diğer bölgelerdekinin aksine, çeşitli dozlarda radyasyona maruz kaldıklarında bile üreyip gelişebiliyordu.
2016’da Scientific Reports’ta yayımlanan bir makalede araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyordu: “Radyasyonun doğal popülasyonlar üzerindeki uzun vadeli etkisi, çeşitli ortamlarda bakterilerin hayatta kalmasını sağlayan özellikler üzerinde seçici bir baskı unsuru olabilir.”
KANSERE DAYANIKLI KURTLAR
Çernobil’in çevresindeki çorak topraklarda yaşayan mutant kurtlar, “süper güç” olarak nitelendirilebilecek ve insanların hayatların kurtarabilecek bir özellik kazandı.
Araştırmacılar, Çernobil Dışlama Bölgesi’ndeki hayvanların bağışıklık sistemlerinde genetik değişimler yaşandığını ve bu sayede kansere dayanıklı hale geldiklerini buldu. Şimdilerde bu genlerin kanser hastası insanların tedavisinde etkili olup olamayacağı araştırılıyor.
Princeton Üniversitesi’nde görev yapan evrimsel biyolog Cara Love, 2014 yılında bir araştırmacı ekibiyle birlikte bölgeye giderek hayvanların kansere yol açan radyasyondan nasıl sağ çıktığını araştırdı.
Love ve ekibi kurtlardan kan örnekleri alıp hayvanların boyunlarına radyasyon dosimetreli GPS tasmaları taktı. Bu sayede hayvanların bulundukları yerler ve maruz kaldıkları radyasyon düzeyleri anlık olarak ölçüldü.
Ardından araştırmacılar dışlama bölgesindeki mutasyona uğramış kurtlarla bölge dışındaki kurtların DNA’larını karşılaştırdı.
Yapılan analizlerde bölgedeki kurtlarda, kanserle alakalı çok sayıda gende mutasyonlar olduğu görüldü. Bu da hayvanların radyasyona karşı korunacak şekilde değiştikleri anlamına geliyordu.
Bu keşif sayesinde uzmanlar, insanlarda kanser riskini azaltacak mutasyonları tespit edebilmeyi umuyor.
KÖPEKLERİN DNA’LARI FARKLI
Çernobil Dışlama Bölgesi’nde şu an binlerce vahşi köpek yaşıyor. Bunların önemli bir kısmı 1986’da felaketten sonra bölgeyi tahliye eden insanların geride bıraktığı evcil köpeklerin torunlarının torunları.
South Carolina Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, bilim insanları, santralin yakınlarında yaşayan 302 vahşi köpeğin DNA’larını analiz etti ve diğer köpek popülasyonlarına kıyasla önemli farklılıklar buldu.
Araştırmanın sonuç makalesinde, “Santralin yakınlarındaki bireylerle Çernobil şehrindekiler genetik olarak birbirlerinden farklı” ifadeleri kullanıldı.
Bu farklılığın ne kadarının radyasyon kaynaklı ne kadarının aynı soydan çiftleşme gibi faktörlerden kaynaklı olduğunu belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Doğal İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü’nde köpek genomu uzmanı olan araştırmacı Elaine Ostrander, The New York Times’a yaptığı açıklamada, “Bu bölgede başarıyla yaşayıp üremelerine imkân sağlayan mutasyonlar mu edindiler? Ne gibi sorunlarla karşı karşıyalar ve genetik olarak bu sorunlarla nasıl başa çıktılar?” ifadelerini kullandı.
Daily Mail’in “The mutants of Chernobyl: How radiation exposure has forced animals to mutate in incredible ways to survive – creating black frogs, cancer-resistant wolves and a NEW species of dog” başlıklı haberinden derlenmiştir.